Dernière sortie
Ulubatlı Hasan
Ulubatli Hasan, sadece bir isim degil, bir destanin sembolüdür. Bu eser, Osmanli Devleti'nin en görkemli zaferlerinden biri olan Istanbul'un Fethi'ni, o fethin en ön saflarinda yer alan yigit bir askerin gözünden aktariyor. On besinci yüzyilin baslarinda, genç Sultan II. Mehmet'in kararliligi ve Peygamber müjdesine ulasma arzusu, Osmanli topraklarinin dört bir yanindan gelen binlerce askeri tek bir hedef etrafinda toplar: asirlardir dimdik ayakta duran Konstantinopolis surlarini asmak.
Roman, Ulubat Gölü kiyisindaki küçük bir köyden yola çikan Hasan'in, iman dolu yüregi ve sarsilmaz cesaretiyle bu kutlu seferde nasil adim adim efsaneye dönüstügünü anlatir. Savas meydanindaki gürültü, surlarin gölgesinde geçen günlerin zorluklari, askerler arasindaki kardeslik baglari, Deli Ibrahim ve Karamanli Osman gibi unutulmaz karakterlerle örülür. Yazar, hem savasin kanli ve acimasiz yüzünü hem de askerlerin iç dünyalarindaki umut, korku ve dua dolu anlari ustalikla isler.
Okuyucu, Edirne'den baslayan bu yolculukta ordunun devasa kusatma düzenini, top sesleriyle sarsilan surlari, hendeklerde verilen amansiz mücadeleyi adeta görür, koklar ve duyar. Ulubatli Hasan'in sancagi eline alip surlara tirmanis ani, kitabin doruk noktasidir. Bu sahne, sadece bir askerin cesareti degil, bir milletin iradesinin sembolü olarak hafizalara kazinir. Eserde tarihi detaylar, dönemin askeri düzeni, kusatma teknikleri, Osmanli ordusunun disiplin ve maneviyati titizlikle aktarilirken, ayni zamanda insan ruhunun sinandigi anlar da derin bir sekilde islenir.
Her sayfada hem tarihin akisini hem de insanin inanç ugruna neleri göze alabilecegini hissedeceksiniz. Ulubatli Hasan, tarihi roman severler, Osmanli dönemi meraklilari ve destansi kahramanlik hikâyelerinden ilham almak isteyen herkes için unutulmaz bir eserdir. Bir köy delikanlisinin, tarihin dönüm noktalarindan birinde nasil ölümsüzlestigini görmek isteyenler için bu kitap, bir roman olmanin ötesinde, bir milletin ruhunu yansitan bir aynadir.
Yaklasik 100 sayfa.
Roman, Ulubat Gölü kiyisindaki küçük bir köyden yola çikan Hasan'in, iman dolu yüregi ve sarsilmaz cesaretiyle bu kutlu seferde nasil adim adim efsaneye dönüstügünü anlatir. Savas meydanindaki gürültü, surlarin gölgesinde geçen günlerin zorluklari, askerler arasindaki kardeslik baglari, Deli Ibrahim ve Karamanli Osman gibi unutulmaz karakterlerle örülür. Yazar, hem savasin kanli ve acimasiz yüzünü hem de askerlerin iç dünyalarindaki umut, korku ve dua dolu anlari ustalikla isler.
Okuyucu, Edirne'den baslayan bu yolculukta ordunun devasa kusatma düzenini, top sesleriyle sarsilan surlari, hendeklerde verilen amansiz mücadeleyi adeta görür, koklar ve duyar. Ulubatli Hasan'in sancagi eline alip surlara tirmanis ani, kitabin doruk noktasidir. Bu sahne, sadece bir askerin cesareti degil, bir milletin iradesinin sembolü olarak hafizalara kazinir. Eserde tarihi detaylar, dönemin askeri düzeni, kusatma teknikleri, Osmanli ordusunun disiplin ve maneviyati titizlikle aktarilirken, ayni zamanda insan ruhunun sinandigi anlar da derin bir sekilde islenir.
Her sayfada hem tarihin akisini hem de insanin inanç ugruna neleri göze alabilecegini hissedeceksiniz. Ulubatli Hasan, tarihi roman severler, Osmanli dönemi meraklilari ve destansi kahramanlik hikâyelerinden ilham almak isteyen herkes için unutulmaz bir eserdir. Bir köy delikanlisinin, tarihin dönüm noktalarindan birinde nasil ölümsüzlestigini görmek isteyenler için bu kitap, bir roman olmanin ötesinde, bir milletin ruhunu yansitan bir aynadir.
Yaklasik 100 sayfa.
Ulubatli Hasan, sadece bir isim degil, bir destanin sembolüdür. Bu eser, Osmanli Devleti'nin en görkemli zaferlerinden biri olan Istanbul'un Fethi'ni, o fethin en ön saflarinda yer alan yigit bir askerin gözünden aktariyor. On besinci yüzyilin baslarinda, genç Sultan II. Mehmet'in kararliligi ve Peygamber müjdesine ulasma arzusu, Osmanli topraklarinin dört bir yanindan gelen binlerce askeri tek bir hedef etrafinda toplar: asirlardir dimdik ayakta duran Konstantinopolis surlarini asmak.
Roman, Ulubat Gölü kiyisindaki küçük bir köyden yola çikan Hasan'in, iman dolu yüregi ve sarsilmaz cesaretiyle bu kutlu seferde nasil adim adim efsaneye dönüstügünü anlatir. Savas meydanindaki gürültü, surlarin gölgesinde geçen günlerin zorluklari, askerler arasindaki kardeslik baglari, Deli Ibrahim ve Karamanli Osman gibi unutulmaz karakterlerle örülür. Yazar, hem savasin kanli ve acimasiz yüzünü hem de askerlerin iç dünyalarindaki umut, korku ve dua dolu anlari ustalikla isler.
Okuyucu, Edirne'den baslayan bu yolculukta ordunun devasa kusatma düzenini, top sesleriyle sarsilan surlari, hendeklerde verilen amansiz mücadeleyi adeta görür, koklar ve duyar. Ulubatli Hasan'in sancagi eline alip surlara tirmanis ani, kitabin doruk noktasidir. Bu sahne, sadece bir askerin cesareti degil, bir milletin iradesinin sembolü olarak hafizalara kazinir. Eserde tarihi detaylar, dönemin askeri düzeni, kusatma teknikleri, Osmanli ordusunun disiplin ve maneviyati titizlikle aktarilirken, ayni zamanda insan ruhunun sinandigi anlar da derin bir sekilde islenir.
Her sayfada hem tarihin akisini hem de insanin inanç ugruna neleri göze alabilecegini hissedeceksiniz. Ulubatli Hasan, tarihi roman severler, Osmanli dönemi meraklilari ve destansi kahramanlik hikâyelerinden ilham almak isteyen herkes için unutulmaz bir eserdir. Bir köy delikanlisinin, tarihin dönüm noktalarindan birinde nasil ölümsüzlestigini görmek isteyenler için bu kitap, bir roman olmanin ötesinde, bir milletin ruhunu yansitan bir aynadir.
Yaklasik 100 sayfa.
Roman, Ulubat Gölü kiyisindaki küçük bir köyden yola çikan Hasan'in, iman dolu yüregi ve sarsilmaz cesaretiyle bu kutlu seferde nasil adim adim efsaneye dönüstügünü anlatir. Savas meydanindaki gürültü, surlarin gölgesinde geçen günlerin zorluklari, askerler arasindaki kardeslik baglari, Deli Ibrahim ve Karamanli Osman gibi unutulmaz karakterlerle örülür. Yazar, hem savasin kanli ve acimasiz yüzünü hem de askerlerin iç dünyalarindaki umut, korku ve dua dolu anlari ustalikla isler.
Okuyucu, Edirne'den baslayan bu yolculukta ordunun devasa kusatma düzenini, top sesleriyle sarsilan surlari, hendeklerde verilen amansiz mücadeleyi adeta görür, koklar ve duyar. Ulubatli Hasan'in sancagi eline alip surlara tirmanis ani, kitabin doruk noktasidir. Bu sahne, sadece bir askerin cesareti degil, bir milletin iradesinin sembolü olarak hafizalara kazinir. Eserde tarihi detaylar, dönemin askeri düzeni, kusatma teknikleri, Osmanli ordusunun disiplin ve maneviyati titizlikle aktarilirken, ayni zamanda insan ruhunun sinandigi anlar da derin bir sekilde islenir.
Her sayfada hem tarihin akisini hem de insanin inanç ugruna neleri göze alabilecegini hissedeceksiniz. Ulubatli Hasan, tarihi roman severler, Osmanli dönemi meraklilari ve destansi kahramanlik hikâyelerinden ilham almak isteyen herkes için unutulmaz bir eserdir. Bir köy delikanlisinin, tarihin dönüm noktalarindan birinde nasil ölümsüzlestigini görmek isteyenler için bu kitap, bir roman olmanin ötesinde, bir milletin ruhunu yansitan bir aynadir.
Yaklasik 100 sayfa.
