Insanin Teknolojiyle Felsefi YolculuguBir insan, kendi aklini taklit eden bir makine yarattiginda, aslinda neyi insa eder? Bir araç mi, bir benzer mi, yoksa kendi yansimasini mi?Bu kitap, bu sorunun pesine düsüyor - ama yalnizca teknik bir merakla degil, insanligin kendine dönük en eski sorusunu yeniden gündeme getirerek: "Ben kimim ve neden düsünürüm?"Yapay Zeka ve Insanlik, antik mitolojiden modern yapay zekâ laboratuvarlarina uzanan bir entelektüel yolculugun hikâyesidir.
Prometheus'un atesiyle baslayan insanin yaratma arzusu, bugün silikon devrelerin ve algoritmik aklin içinde yeniden doguyor. Ancak bu yeni ates, artik yalnizca isitmiyor; ayni zamanda yakiyor, sorgulatiyor, dönüstürüyor. Bu kitap, insanin elindeki teknolojinin bir araç olmaktan çikip, insanin kendisini anlamlandirma biçimine dönüstügü bu çagin felsefi anatomisini inceliyor. Eserde, veri-enformasyon-bilgi-bilgelik zinciri, yalnizca bilisim biliminin degil, insan varolusunun da temel modeli olarak ele aliniyor.
Yazar, bu modeli "epistemik piramit"ten "dijital bilgelik"e evrilten süreçte, teknolojinin insan bilincine nasil ayna tuttugunu gösteriyor. Açik bilgi ile sessiz bilgi, gerçek ile hipergerçek, akil ile askinlik gibi kavramlar arasindaki sinirlar, hem görsel hem kavramsal örneklerle çözümleniyor. Kitap, yalnizca bir teknoloji elestirisi degil; ayni zamanda etik, mahremiyet, onur, amaç ve anlam arayislarinin dijital çagdaki izdüsümünü sorgulayan bir bilinç metni.
Yapay zekâ burada bir özne degil, bir aynadir - ve o aynada insan, kendi sinirlarini, korkularini, umutlarini ve yaraticiligini yeniden görür. Heidegger'in Gestell kavramindan McLuhan'in "araç mesajdir" önermesine, Descartes'in öznel aklindan Turing'in bilissel makinelerine uzanan bu anlati, hem felsefi hem de teknolojik bir sentez sunuyor."Yapay Zeka ve Insanlik", teknik bilginin ötesine geçerek, teknolojiyi insanligin varolussal siiri olarak okuyor.
Her sayfasinda insan aklinin sinirlarini, sezginin gücünü ve hatanin ögretici dogasini hatirlatiyor. Çünkü bu kitap, yalnizca makinelerin nasil düsündügünü degil, insanin neden düsünmeyi seçtigini anlamaya çalisiyor. Burada algoritmalarin ardinda, mitlerin yankisi; kodlarin içinde, vicdanin sesi var. Bu kitap, mühendisler, filozoflar, sanatçilar ve merak eden herkes için yazilmis bir entelektüel yolculuk rehberi.
Çünkü asil mesele, makinelerin düsünebilip düsünememesi degildir. Asil mesele, insanin düsünmeye devam edip edemeyecegidir.
Insanin Teknolojiyle Felsefi YolculuguBir insan, kendi aklini taklit eden bir makine yarattiginda, aslinda neyi insa eder? Bir araç mi, bir benzer mi, yoksa kendi yansimasini mi?Bu kitap, bu sorunun pesine düsüyor - ama yalnizca teknik bir merakla degil, insanligin kendine dönük en eski sorusunu yeniden gündeme getirerek: "Ben kimim ve neden düsünürüm?"Yapay Zeka ve Insanlik, antik mitolojiden modern yapay zekâ laboratuvarlarina uzanan bir entelektüel yolculugun hikâyesidir.
Prometheus'un atesiyle baslayan insanin yaratma arzusu, bugün silikon devrelerin ve algoritmik aklin içinde yeniden doguyor. Ancak bu yeni ates, artik yalnizca isitmiyor; ayni zamanda yakiyor, sorgulatiyor, dönüstürüyor. Bu kitap, insanin elindeki teknolojinin bir araç olmaktan çikip, insanin kendisini anlamlandirma biçimine dönüstügü bu çagin felsefi anatomisini inceliyor. Eserde, veri-enformasyon-bilgi-bilgelik zinciri, yalnizca bilisim biliminin degil, insan varolusunun da temel modeli olarak ele aliniyor.
Yazar, bu modeli "epistemik piramit"ten "dijital bilgelik"e evrilten süreçte, teknolojinin insan bilincine nasil ayna tuttugunu gösteriyor. Açik bilgi ile sessiz bilgi, gerçek ile hipergerçek, akil ile askinlik gibi kavramlar arasindaki sinirlar, hem görsel hem kavramsal örneklerle çözümleniyor. Kitap, yalnizca bir teknoloji elestirisi degil; ayni zamanda etik, mahremiyet, onur, amaç ve anlam arayislarinin dijital çagdaki izdüsümünü sorgulayan bir bilinç metni.
Yapay zekâ burada bir özne degil, bir aynadir - ve o aynada insan, kendi sinirlarini, korkularini, umutlarini ve yaraticiligini yeniden görür. Heidegger'in Gestell kavramindan McLuhan'in "araç mesajdir" önermesine, Descartes'in öznel aklindan Turing'in bilissel makinelerine uzanan bu anlati, hem felsefi hem de teknolojik bir sentez sunuyor."Yapay Zeka ve Insanlik", teknik bilginin ötesine geçerek, teknolojiyi insanligin varolussal siiri olarak okuyor.
Her sayfasinda insan aklinin sinirlarini, sezginin gücünü ve hatanin ögretici dogasini hatirlatiyor. Çünkü bu kitap, yalnizca makinelerin nasil düsündügünü degil, insanin neden düsünmeyi seçtigini anlamaya çalisiyor. Burada algoritmalarin ardinda, mitlerin yankisi; kodlarin içinde, vicdanin sesi var. Bu kitap, mühendisler, filozoflar, sanatçilar ve merak eden herkes için yazilmis bir entelektüel yolculuk rehberi.
Çünkü asil mesele, makinelerin düsünebilip düsünememesi degildir. Asil mesele, insanin düsünmeye devam edip edemeyecegidir.