Taşa da Özgürlük Gerek
Par :Formats :
Disponible dans votre compte client Decitre ou Furet du Nord dès validation de votre commande. Le format ePub est :
- Compatible avec une lecture sur My Vivlio (smartphone, tablette, ordinateur)
- Compatible avec une lecture sur liseuses Vivlio
- Pour les liseuses autres que Vivlio, vous devez utiliser le logiciel Adobe Digital Edition. Non compatible avec la lecture sur les liseuses Kindle, Remarkable et Sony

Notre partenaire de plateforme de lecture numérique où vous retrouverez l'ensemble de vos ebooks gratuitement
Pour en savoir plus sur nos ebooks, consultez notre aide en ligne ici
- FormatePub
- ISBN978-1-005-71516-8
- EAN9781005715168
- Date de parution03/03/2022
- Protection num.pas de protection
- Infos supplémentairesepub
- ÉditeurC. C. Chamberlane
Résumé
"Sesini kes! Karniniz da doyuyorken! Düs önüme. Çocuklar da bir sey anlamamisti. Ikisi birlikte gelip bacaklarima sarildi. Kizimi hizla çekip kucagina alarak geldigi tarafa yöneldi. Oglumla birlikte ardina düstük. "Geri dönün" der mi acaba diyerek son bir ümitle anneme baktim. Devenin yaninda kayinbabam da bakinmaktaydi. Bakislarini bizden çevirip, arkaya adimladi. Bizi her zaman söz dalasina çeken, dört kere evlenmesine ragmen çocuk sahibi olamayan büyük kaynim atin birinin üstündeydi.
Beni o an kurt yiyecek olsa gülerek bakardi. Bir seyler söylemek istedim. Bogazima dügümlenen aci, o sözlere engel oldu. Annemin:"Allah, erkekleri bizim gibi kadinlara göre gerçekten de akilli yaratmis." sözünü hatirladim. Ama verilen o akli dogru bir sekilde kullanamadiktan sonra, o akil neye yarardi. Ben kayinbabami her zaman sever, saygida kusur etmezdim. Bir kelam bile edememisti. Babaligi nerde kaldi, o halde.
Oradaki herkes beni oldukça kirmisti. Üzüntüm içimi kaplayip büyümekteydi. Toplanmis olan çadirlarin bosalan yerlerinden geçerek, geçide oldukça yakin olan bir magaranin önüne ulastik. Iki büyük tas birbirine dayanmis gibiydi. Egilerek biraz zorlanip magaraya girdik. Ne yapacagimi bilemeden, dilimin döndügünce sersemlemis gibi duran kocama yalvarmaya basladim:"Babasi, senden kendim için hiçbir sey istemiyorum.
Sadece son istegim olsun. Bu iki çocugu kendinizle birlikte götürün. Bunlarin atlari yoracak kadar bir agirliklari da yok. Tamam, beni burda birakin. Allah'in önünde yalvariyorum, çocuklari geri götür. Sen sefkatli birisin, biliyorum. Çocuklari tehlikeye atamazsin..."
Beni o an kurt yiyecek olsa gülerek bakardi. Bir seyler söylemek istedim. Bogazima dügümlenen aci, o sözlere engel oldu. Annemin:"Allah, erkekleri bizim gibi kadinlara göre gerçekten de akilli yaratmis." sözünü hatirladim. Ama verilen o akli dogru bir sekilde kullanamadiktan sonra, o akil neye yarardi. Ben kayinbabami her zaman sever, saygida kusur etmezdim. Bir kelam bile edememisti. Babaligi nerde kaldi, o halde.
Oradaki herkes beni oldukça kirmisti. Üzüntüm içimi kaplayip büyümekteydi. Toplanmis olan çadirlarin bosalan yerlerinden geçerek, geçide oldukça yakin olan bir magaranin önüne ulastik. Iki büyük tas birbirine dayanmis gibiydi. Egilerek biraz zorlanip magaraya girdik. Ne yapacagimi bilemeden, dilimin döndügünce sersemlemis gibi duran kocama yalvarmaya basladim:"Babasi, senden kendim için hiçbir sey istemiyorum.
Sadece son istegim olsun. Bu iki çocugu kendinizle birlikte götürün. Bunlarin atlari yoracak kadar bir agirliklari da yok. Tamam, beni burda birakin. Allah'in önünde yalvariyorum, çocuklari geri götür. Sen sefkatli birisin, biliyorum. Çocuklari tehlikeye atamazsin..."
"Sesini kes! Karniniz da doyuyorken! Düs önüme. Çocuklar da bir sey anlamamisti. Ikisi birlikte gelip bacaklarima sarildi. Kizimi hizla çekip kucagina alarak geldigi tarafa yöneldi. Oglumla birlikte ardina düstük. "Geri dönün" der mi acaba diyerek son bir ümitle anneme baktim. Devenin yaninda kayinbabam da bakinmaktaydi. Bakislarini bizden çevirip, arkaya adimladi. Bizi her zaman söz dalasina çeken, dört kere evlenmesine ragmen çocuk sahibi olamayan büyük kaynim atin birinin üstündeydi.
Beni o an kurt yiyecek olsa gülerek bakardi. Bir seyler söylemek istedim. Bogazima dügümlenen aci, o sözlere engel oldu. Annemin:"Allah, erkekleri bizim gibi kadinlara göre gerçekten de akilli yaratmis." sözünü hatirladim. Ama verilen o akli dogru bir sekilde kullanamadiktan sonra, o akil neye yarardi. Ben kayinbabami her zaman sever, saygida kusur etmezdim. Bir kelam bile edememisti. Babaligi nerde kaldi, o halde.
Oradaki herkes beni oldukça kirmisti. Üzüntüm içimi kaplayip büyümekteydi. Toplanmis olan çadirlarin bosalan yerlerinden geçerek, geçide oldukça yakin olan bir magaranin önüne ulastik. Iki büyük tas birbirine dayanmis gibiydi. Egilerek biraz zorlanip magaraya girdik. Ne yapacagimi bilemeden, dilimin döndügünce sersemlemis gibi duran kocama yalvarmaya basladim:"Babasi, senden kendim için hiçbir sey istemiyorum.
Sadece son istegim olsun. Bu iki çocugu kendinizle birlikte götürün. Bunlarin atlari yoracak kadar bir agirliklari da yok. Tamam, beni burda birakin. Allah'in önünde yalvariyorum, çocuklari geri götür. Sen sefkatli birisin, biliyorum. Çocuklari tehlikeye atamazsin..."
Beni o an kurt yiyecek olsa gülerek bakardi. Bir seyler söylemek istedim. Bogazima dügümlenen aci, o sözlere engel oldu. Annemin:"Allah, erkekleri bizim gibi kadinlara göre gerçekten de akilli yaratmis." sözünü hatirladim. Ama verilen o akli dogru bir sekilde kullanamadiktan sonra, o akil neye yarardi. Ben kayinbabami her zaman sever, saygida kusur etmezdim. Bir kelam bile edememisti. Babaligi nerde kaldi, o halde.
Oradaki herkes beni oldukça kirmisti. Üzüntüm içimi kaplayip büyümekteydi. Toplanmis olan çadirlarin bosalan yerlerinden geçerek, geçide oldukça yakin olan bir magaranin önüne ulastik. Iki büyük tas birbirine dayanmis gibiydi. Egilerek biraz zorlanip magaraya girdik. Ne yapacagimi bilemeden, dilimin döndügünce sersemlemis gibi duran kocama yalvarmaya basladim:"Babasi, senden kendim için hiçbir sey istemiyorum.
Sadece son istegim olsun. Bu iki çocugu kendinizle birlikte götürün. Bunlarin atlari yoracak kadar bir agirliklari da yok. Tamam, beni burda birakin. Allah'in önünde yalvariyorum, çocuklari geri götür. Sen sefkatli birisin, biliyorum. Çocuklari tehlikeye atamazsin..."