1802 Üsküdar'i. Bogaz'in sisinde inançlarin, dillerin, hayatlarin birbirine dokundugu tas sokaklar. Bir sabah, bu sessiz dokuma bozulur: Cami ile kilise arasindaki yolda genç bir kadinin cansiz bedeni bulunur. Kadi Mehmed Efendi, ilk davasinda yalnizca suçun degil, önyarginin ve öfkenin de hüküm sürdügünü görür. Deliller susar, fisiltilar bagirir; kimin suçlu olduguna halk çoktan karar vermistir. Rum esnaf Yorgi Efendi, ispat olmadan suçlu ilan edilir, dükkâni taslanir.
Mehmed Efendi, adaletin terazisini sarsan bu ilk adimda hem kendi vicdaniyla hem de sehrin görünmez güç dengeleriyle yüzlesmek zorundadir. Hakikat, sisin ardinda saklidir; ama sis dagilirsa kimin elleri kirlenmis, kimin kalbi agirlasmis ortaya çikacaktir. Adaletin Gölgesinde, tarihi bir fon üzerinde vicdan, önyargi ve insan ruhunun çatismalarini isleyen bir ilk durusma hikâyesi.
1802 Üsküdar'i. Bogaz'in sisinde inançlarin, dillerin, hayatlarin birbirine dokundugu tas sokaklar. Bir sabah, bu sessiz dokuma bozulur: Cami ile kilise arasindaki yolda genç bir kadinin cansiz bedeni bulunur. Kadi Mehmed Efendi, ilk davasinda yalnizca suçun degil, önyarginin ve öfkenin de hüküm sürdügünü görür. Deliller susar, fisiltilar bagirir; kimin suçlu olduguna halk çoktan karar vermistir. Rum esnaf Yorgi Efendi, ispat olmadan suçlu ilan edilir, dükkâni taslanir.
Mehmed Efendi, adaletin terazisini sarsan bu ilk adimda hem kendi vicdaniyla hem de sehrin görünmez güç dengeleriyle yüzlesmek zorundadir. Hakikat, sisin ardinda saklidir; ama sis dagilirsa kimin elleri kirlenmis, kimin kalbi agirlasmis ortaya çikacaktir. Adaletin Gölgesinde, tarihi bir fon üzerinde vicdan, önyargi ve insan ruhunun çatismalarini isleyen bir ilk durusma hikâyesi.