"Yine bir Cuma günü... Uzak yerlerden binbir zahmetle gelen insanlar camiyi hincahinç doldurmus. Saatler öncesinden toplanan kalabalik hatibini bekliyor. "Hele bir kere dinleyelim!" dedikten sonra müdavimi olmuslar. Cuma günlerini âdeta iple çekiyorlar. Yasadiklari bu manevî atmosferden baskalarinin da istifade etmesini istedikleri için her hafta yanlarinda birilerini getiriyorlar. Yeni gelenler de artik müdavim oluyor.
Cemaat zamanla caminin içine sigmayip önce avluya, oradan da sokaklara tasiyor. Bir haftadir heyecanla bekledikleri an nihayet geliyor. Henüz kirkli yaslarini yeni idrak eden hatip, yavas adimlarla minbere dogru ilerliyor. Tiril tiril cübbesi ve özenle sarilmis sarigiyla digerlerinden farki hemen göze çarpiyor. Hareketlerinde bir vakar ve ciddiyet var. Minberin önüne gelip duaya basladigi zaman sanki farkli bir dünyaya geçiveriyor.
Basamaklari çikip dualarini yaptiktan sonra cemaatini söyle bir süzüyor ve hutbeye basliyor:Muhterem Müslümanlar...
"Yine bir Cuma günü... Uzak yerlerden binbir zahmetle gelen insanlar camiyi hincahinç doldurmus. Saatler öncesinden toplanan kalabalik hatibini bekliyor. "Hele bir kere dinleyelim!" dedikten sonra müdavimi olmuslar. Cuma günlerini âdeta iple çekiyorlar. Yasadiklari bu manevî atmosferden baskalarinin da istifade etmesini istedikleri için her hafta yanlarinda birilerini getiriyorlar. Yeni gelenler de artik müdavim oluyor.
Cemaat zamanla caminin içine sigmayip önce avluya, oradan da sokaklara tasiyor. Bir haftadir heyecanla bekledikleri an nihayet geliyor. Henüz kirkli yaslarini yeni idrak eden hatip, yavas adimlarla minbere dogru ilerliyor. Tiril tiril cübbesi ve özenle sarilmis sarigiyla digerlerinden farki hemen göze çarpiyor. Hareketlerinde bir vakar ve ciddiyet var. Minberin önüne gelip duaya basladigi zaman sanki farkli bir dünyaya geçiveriyor.
Basamaklari çikip dualarini yaptiktan sonra cemaatini söyle bir süzüyor ve hutbeye basliyor:Muhterem Müslümanlar...