Dernière sortie
Düşlerin Eşiğinde
Açiklama: Mirza Tazegül' ün dizeleri, zamanin kiskacinda sikismis ruhlara dokunuyor. Yalnizlik, kimlik, ask ve varolus gibi temalari derinlemesine islerken, her siir bir iç yolculuga dönüsüyor. Bu kitap, sessizligin sesini duymak isteyenler için yazildi. Kitap Açiklamasi:Mirza Tazegül 'ün siirleri, zamanin ve insanin içsel çatismalarini derinlemesine ele alan bir edebi yolculugun kapilarini araliyor.
Bu kitap, yalnizligin sessiz çigliklarini, askin kirilganligini, varolusun sancilarini ve kimligin parçalanmis yüzlerini siirsel bir dille anlatiyor. Her dize, okuyucuyu kendi iç dünyasina dogru bir kesfe çikariyor; bazen bir sokak lambasinin altinda, bazen bir rüyanin içinde, bazen de geçmisin tozlu raflarinda yankilanan bir ses gibi. Tazegül' ün siirlerinde biçimsel sadelik ile anlam derinligi ustalikla harmanlaniyor.
Kelimeler, sadece anlam tasiyan semboller degil; ayni zamanda duygularin, düsüncelerin ve yasanmisliklarin izlerini tasiyan birer varlik gibi karsimiza çikiyor. Siirlerinde sikça rastlanan zaman temasi, geçmis ile simdi arasinda kurulan köprülerle okuyucuyu zamansiz bir evrene davet ediyor. Bu evrende saatler duruyor, takvimler siliniyor ve sadece duygular konusuyor. Kitapta yer alan siirler, bireyin içsel yolculugunu anlatirken toplumsal bir arka plani da ihmal etmiyor.
Modern yasamin getirdigi yabancilasma, insan iliskilerindeki kopukluk, dijital çagin sessizligi ve kent hayatinin karmasasi, siirlerin satir aralarinda kendine yer buluyor. Tazegül, bu temalari islerken didaktik bir üsluptan uzak duruyor; okuyucunun kendi yorumunu katabilecegi, açik uçlu imgelerle örülü bir anlatim tercih ediyor. Duygusal yogunluk, kitabin en belirgin özelliklerinden biri. Her siir, bir duygunun izini sürüyor: özlem, pismanlik, umut, korku, sevgi, öfke.
Bu duygular, yalin ama etkileyici bir dille ifade ediliyor. Sairin kelimelere yükledigi anlam, okuyucunun kendi yasantisiyla örtüstügünde siirler birer aynaya dönüsüyor. Bu aynada herkes kendi yüzünü, kendi hikâyesini, kendi sessizligini görebiliyor. Mirza Tazegül' ün siir kitabi, sadece bir edebi eser degil; ayni zamanda bir düsünce ve duygu atlasi. Her siir, bir harita gibi; okuyucuyu bir noktadan digerine tasiyor, bazen kaybolmasina izin veriyor, bazen de beklenmedik bir yerde bulmasini sagliyor.
Bu kitap, siirle düsünen, siirle hisseden ve siirle yasayanlar için yazildi. Sonuç olarak, bu eser; çagdas Türk siirinin önemli örneklerinden biri olarak, hem biçimsel hem de tematik açidan zengin bir içerik sunuyor. Mirza Tazegül' ün kaleminden çikan bu siirler, edebiyatseverler için bir siginak, bir arayis ve bir yüzlesme alani. Okuyucuyu sadece okumaya degil, düsünmeye, hissetmeye ve kendi iç sesini duymaya davet ediyor.
Bu kitap, yalnizligin sessiz çigliklarini, askin kirilganligini, varolusun sancilarini ve kimligin parçalanmis yüzlerini siirsel bir dille anlatiyor. Her dize, okuyucuyu kendi iç dünyasina dogru bir kesfe çikariyor; bazen bir sokak lambasinin altinda, bazen bir rüyanin içinde, bazen de geçmisin tozlu raflarinda yankilanan bir ses gibi. Tazegül' ün siirlerinde biçimsel sadelik ile anlam derinligi ustalikla harmanlaniyor.
Kelimeler, sadece anlam tasiyan semboller degil; ayni zamanda duygularin, düsüncelerin ve yasanmisliklarin izlerini tasiyan birer varlik gibi karsimiza çikiyor. Siirlerinde sikça rastlanan zaman temasi, geçmis ile simdi arasinda kurulan köprülerle okuyucuyu zamansiz bir evrene davet ediyor. Bu evrende saatler duruyor, takvimler siliniyor ve sadece duygular konusuyor. Kitapta yer alan siirler, bireyin içsel yolculugunu anlatirken toplumsal bir arka plani da ihmal etmiyor.
Modern yasamin getirdigi yabancilasma, insan iliskilerindeki kopukluk, dijital çagin sessizligi ve kent hayatinin karmasasi, siirlerin satir aralarinda kendine yer buluyor. Tazegül, bu temalari islerken didaktik bir üsluptan uzak duruyor; okuyucunun kendi yorumunu katabilecegi, açik uçlu imgelerle örülü bir anlatim tercih ediyor. Duygusal yogunluk, kitabin en belirgin özelliklerinden biri. Her siir, bir duygunun izini sürüyor: özlem, pismanlik, umut, korku, sevgi, öfke.
Bu duygular, yalin ama etkileyici bir dille ifade ediliyor. Sairin kelimelere yükledigi anlam, okuyucunun kendi yasantisiyla örtüstügünde siirler birer aynaya dönüsüyor. Bu aynada herkes kendi yüzünü, kendi hikâyesini, kendi sessizligini görebiliyor. Mirza Tazegül' ün siir kitabi, sadece bir edebi eser degil; ayni zamanda bir düsünce ve duygu atlasi. Her siir, bir harita gibi; okuyucuyu bir noktadan digerine tasiyor, bazen kaybolmasina izin veriyor, bazen de beklenmedik bir yerde bulmasini sagliyor.
Bu kitap, siirle düsünen, siirle hisseden ve siirle yasayanlar için yazildi. Sonuç olarak, bu eser; çagdas Türk siirinin önemli örneklerinden biri olarak, hem biçimsel hem de tematik açidan zengin bir içerik sunuyor. Mirza Tazegül' ün kaleminden çikan bu siirler, edebiyatseverler için bir siginak, bir arayis ve bir yüzlesme alani. Okuyucuyu sadece okumaya degil, düsünmeye, hissetmeye ve kendi iç sesini duymaya davet ediyor.
Açiklama: Mirza Tazegül' ün dizeleri, zamanin kiskacinda sikismis ruhlara dokunuyor. Yalnizlik, kimlik, ask ve varolus gibi temalari derinlemesine islerken, her siir bir iç yolculuga dönüsüyor. Bu kitap, sessizligin sesini duymak isteyenler için yazildi. Kitap Açiklamasi:Mirza Tazegül 'ün siirleri, zamanin ve insanin içsel çatismalarini derinlemesine ele alan bir edebi yolculugun kapilarini araliyor.
Bu kitap, yalnizligin sessiz çigliklarini, askin kirilganligini, varolusun sancilarini ve kimligin parçalanmis yüzlerini siirsel bir dille anlatiyor. Her dize, okuyucuyu kendi iç dünyasina dogru bir kesfe çikariyor; bazen bir sokak lambasinin altinda, bazen bir rüyanin içinde, bazen de geçmisin tozlu raflarinda yankilanan bir ses gibi. Tazegül' ün siirlerinde biçimsel sadelik ile anlam derinligi ustalikla harmanlaniyor.
Kelimeler, sadece anlam tasiyan semboller degil; ayni zamanda duygularin, düsüncelerin ve yasanmisliklarin izlerini tasiyan birer varlik gibi karsimiza çikiyor. Siirlerinde sikça rastlanan zaman temasi, geçmis ile simdi arasinda kurulan köprülerle okuyucuyu zamansiz bir evrene davet ediyor. Bu evrende saatler duruyor, takvimler siliniyor ve sadece duygular konusuyor. Kitapta yer alan siirler, bireyin içsel yolculugunu anlatirken toplumsal bir arka plani da ihmal etmiyor.
Modern yasamin getirdigi yabancilasma, insan iliskilerindeki kopukluk, dijital çagin sessizligi ve kent hayatinin karmasasi, siirlerin satir aralarinda kendine yer buluyor. Tazegül, bu temalari islerken didaktik bir üsluptan uzak duruyor; okuyucunun kendi yorumunu katabilecegi, açik uçlu imgelerle örülü bir anlatim tercih ediyor. Duygusal yogunluk, kitabin en belirgin özelliklerinden biri. Her siir, bir duygunun izini sürüyor: özlem, pismanlik, umut, korku, sevgi, öfke.
Bu duygular, yalin ama etkileyici bir dille ifade ediliyor. Sairin kelimelere yükledigi anlam, okuyucunun kendi yasantisiyla örtüstügünde siirler birer aynaya dönüsüyor. Bu aynada herkes kendi yüzünü, kendi hikâyesini, kendi sessizligini görebiliyor. Mirza Tazegül' ün siir kitabi, sadece bir edebi eser degil; ayni zamanda bir düsünce ve duygu atlasi. Her siir, bir harita gibi; okuyucuyu bir noktadan digerine tasiyor, bazen kaybolmasina izin veriyor, bazen de beklenmedik bir yerde bulmasini sagliyor.
Bu kitap, siirle düsünen, siirle hisseden ve siirle yasayanlar için yazildi. Sonuç olarak, bu eser; çagdas Türk siirinin önemli örneklerinden biri olarak, hem biçimsel hem de tematik açidan zengin bir içerik sunuyor. Mirza Tazegül' ün kaleminden çikan bu siirler, edebiyatseverler için bir siginak, bir arayis ve bir yüzlesme alani. Okuyucuyu sadece okumaya degil, düsünmeye, hissetmeye ve kendi iç sesini duymaya davet ediyor.
Bu kitap, yalnizligin sessiz çigliklarini, askin kirilganligini, varolusun sancilarini ve kimligin parçalanmis yüzlerini siirsel bir dille anlatiyor. Her dize, okuyucuyu kendi iç dünyasina dogru bir kesfe çikariyor; bazen bir sokak lambasinin altinda, bazen bir rüyanin içinde, bazen de geçmisin tozlu raflarinda yankilanan bir ses gibi. Tazegül' ün siirlerinde biçimsel sadelik ile anlam derinligi ustalikla harmanlaniyor.
Kelimeler, sadece anlam tasiyan semboller degil; ayni zamanda duygularin, düsüncelerin ve yasanmisliklarin izlerini tasiyan birer varlik gibi karsimiza çikiyor. Siirlerinde sikça rastlanan zaman temasi, geçmis ile simdi arasinda kurulan köprülerle okuyucuyu zamansiz bir evrene davet ediyor. Bu evrende saatler duruyor, takvimler siliniyor ve sadece duygular konusuyor. Kitapta yer alan siirler, bireyin içsel yolculugunu anlatirken toplumsal bir arka plani da ihmal etmiyor.
Modern yasamin getirdigi yabancilasma, insan iliskilerindeki kopukluk, dijital çagin sessizligi ve kent hayatinin karmasasi, siirlerin satir aralarinda kendine yer buluyor. Tazegül, bu temalari islerken didaktik bir üsluptan uzak duruyor; okuyucunun kendi yorumunu katabilecegi, açik uçlu imgelerle örülü bir anlatim tercih ediyor. Duygusal yogunluk, kitabin en belirgin özelliklerinden biri. Her siir, bir duygunun izini sürüyor: özlem, pismanlik, umut, korku, sevgi, öfke.
Bu duygular, yalin ama etkileyici bir dille ifade ediliyor. Sairin kelimelere yükledigi anlam, okuyucunun kendi yasantisiyla örtüstügünde siirler birer aynaya dönüsüyor. Bu aynada herkes kendi yüzünü, kendi hikâyesini, kendi sessizligini görebiliyor. Mirza Tazegül' ün siir kitabi, sadece bir edebi eser degil; ayni zamanda bir düsünce ve duygu atlasi. Her siir, bir harita gibi; okuyucuyu bir noktadan digerine tasiyor, bazen kaybolmasina izin veriyor, bazen de beklenmedik bir yerde bulmasini sagliyor.
Bu kitap, siirle düsünen, siirle hisseden ve siirle yasayanlar için yazildi. Sonuç olarak, bu eser; çagdas Türk siirinin önemli örneklerinden biri olarak, hem biçimsel hem de tematik açidan zengin bir içerik sunuyor. Mirza Tazegül' ün kaleminden çikan bu siirler, edebiyatseverler için bir siginak, bir arayis ve bir yüzlesme alani. Okuyucuyu sadece okumaya degil, düsünmeye, hissetmeye ve kendi iç sesini duymaya davet ediyor.
